DOLAR 42,4519 0.18%
EURO 49,0542 0.19%
ALTIN 5.503,62-0,90
BITCOIN 3622368-6.99173%
İstanbul
17°

PARÇALI BULUTLU

SABAHA KALAN SÜRE

kariyer
kariyer
Cengiz YILDIZ

Cengiz YILDIZ

14 Ekim 2025 Salı

kariyer

Mısır’daki Gazze zirvesinde imzalar atıldı

Mısır’daki Gazze zirvesinde imzalar atıldı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Mısır’daki tarihi Gazze zirvesinin ardından liderler ateşkes mutabakatına ilişkin ‘Şarm el-Şeyh Anlaşması’nı imzaladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkanı Trump dahil 4 liderin imzaladığı Kalıcı Barış ve Refah için Trump Deklarasyonu’nda “Gazze Şeridi’nde kalıcı ve kapsamlı barış düzenlemelerinin tesisinde sağlanan ilerlemeyi memnuniyetle karşılıyoruz” ifadeleri yer aldı.

Mısır‘ın Şarm el-Şeyh kentinde toplanan liderler, Gazze‘de varılan ateşkes mutabakatına ilişkin ‘Şarm el-Şeyh Anlaşması’nı imzaladı.

“SAMİMİ ÇABALARI İÇİN TRUMP’I DESTEKLİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani tarafından imzalanan Kalıcı Barış ve Refah için Trump Deklarasyonu’nda, “Biz, aşağıda imzası bulunanlar, Trump Barış Anlaşması’nın tüm taraflarca tarihi bir kararlılıkla uygulanmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Bu anlaşma, iki yılı aşkın süredir devam eden derin acı ve kayıpları sona erdirerek, umut, güvenlik ve ortak refah vizyonuyla tanımlanan yeni bir dönemi başlatmaktadır. Gazze’deki savaşı sona erdirme ve Orta Doğu‘ya kalıcı barış getirme yönündeki samimi çabaları için Başkan Trump’ı destekliyor ve onun arkasında duruyoruz. Birlikte, bu anlaşmayı bölgedeki tüm halklar (Filistinliler ve İsrailliler dahil) için barış, güvenlik, istikrar ve fırsatı teminat altına alacak şekilde uygulayacağız. Kalıcı barışın, hem Filistinlilerin hem İsraillilerin temel insan haklarının korunduğu, güvenliklerinin garanti altına alındığı ve onurlarının yüceltildiği bir düzen içinde mümkün olabileceğini biliyoruz. Kayda değer ilerlemenin ancak iş birliği ve sürekli diyalog yoluyla sağlanabileceğini, uluslar ve halklar arasındaki bağların güçlenmesinin bölgesel ve küresel barış ile istikrarın kalıcı çıkarlarına hizmet edeceğini teyit ediyoruz” denildi.

Mısır'daki tarihi zirve sonrası 4 liderden ortak deklarasyon

“RADİKALLEŞMENİN HER TÜRÜNE KARŞI KARARLIYIZ”

Deklarasyonun devamında şu ifadelere yer verildi: “Bu bölgenin Hristiyanlık, İslam ve Musevilik dahil olmak üzere, kökleri bu topraklarla iç içe geçmiş inanç toplulukları açısından derin tarihî ve manevi önem taşıdığını kabul ediyoruz. Bu kutsal bağlara saygı göstermek ve miras alanlarını korumak, barış içinde bir arada yaşama taahhüdümüzün temel önceliği olacaktır. Aşırılığın ve radikalleşmenin her türüne karşı kararlıyız. Hiçbir toplum, şiddet ve ırkçılığın sıradanlaştığı veya radikal ideolojilerin sivil yaşamın dokusunu tehdit ettiği bir ortamda gelişemez. Aşırılığı besleyen koşulları ortadan kaldırmayı ve kalıcı barışın temeli olarak eğitimi, fırsat eşitliğini ve karşılıklı saygıyı teşvik etmeyi taahhüt ediyoruz. Gelecekteki anlaşmazlıkların güç veya uzun süreli çatışmalar yerine diplomatik temas ve müzakere yoluyla çözülmesini taahhüt ediyoruz.

Mısır'daki tarihi zirve sonrası 4 liderden ortak deklarasyon

“KALICI BARIŞ DOLU BİR GELECEĞE KENDİMİZİ ADIYORUZ”

Orta Doğu’nun artık bitmek bilmeyen savaş döngülerine, tıkanmış müzakerelere veya başarıyla müzakere edilmiş hükümlerin parçalı, eksik ya da seçici biçimde uygulanmasına dayanamayacağını kabul ediyoruz. Son iki yılda yaşanan trajediler, gelecek nesillerin geçmişin başarısızlıklarından daha iyisini hak ettiğini acı bir şekilde hatırlatmaktadır. Herkes için hoşgörü, onur ve eşit fırsat istiyoruz; ırk, inanç veya etnik köken fark etmeksizin, herkesin barış, güvenlik ve ekonomik refah içinde hedeflerine ulaşabileceği bir bölge oluşturmayı amaçlıyoruz. Karşılıklı saygı ve ortak kader ilkelerine dayanan, kapsamlı bir barış, güvenlik ve ortak refah vizyonu izliyoruz. Bu ruhla, Gazze Şeridi’nde kalıcı ve kapsamlı barış düzenlemelerinin tesisinde sağlanan ilerlemeyi, ayrıca İsrail ile bölgesel komşuları arasındaki dostane ve karşılıklı fayda esasına dayalı ilişkileri memnuniyetle karşılıyoruz. Bu mirası uygulamak ve sürdürmek için birlikte çalışmayı, gelecek kuşakların barış içinde birlikte gelişebileceği kurumsal temelleri inşa etmeyi taahhüt ediyoruz. Kalıcı barış dolu bir geleceğe kendimizi adıyoruz.

Devamını Oku

Dünya, Nesil Dönüştürücü Bir Hareketle Yüzleşiyor: Deneyimsel Tasarım Öğretisi

Dünya, Nesil Dönüştürücü Bir Hareketle Yüzleşiyor: Deneyimsel Tasarım Öğretisi
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Saygı, sorumluluk ve adalet kavramlarının çatı değerler olarak yer aldığı “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, çeyrek asırlık Deneyimsel Tasarım Öğretisi ile taçlanıyor.

Millî ve manevi değerler manzumesi ile maddi gelişmenin zirvesini hedefleyen Deneyimsel Tasarım Öğretisi, kişilere yalnızca nasıl fikir üreteceklerini değil, aynı zamanda nasıl yaşanabilir, dokunulabilir ve anlamlı çözümler yaratacaklarını öğretmeyi amaçlayan çok disiplinli bir yaklaşım olarak sahneye çıkıyor. Bu yaklaşım, spordan sağlığa, psikolojiden gastronomiye kadar farklı alanları bir araya getirerek tasarımın insan odaklı maneviyatını yeniden tanımlıyor.

Öğrenme paradigmasında devrim 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geleneksel eğitsel modüllere dayanan pratiklerin ötesine geçerek, kişilere sürekli “deneyimleme” ve “geribildirim envanteri” sunuyor. İnsanın kendini tanımasını insanlık tarihinin en kadim yolculuğu olarak gören öğreti, bu kapsamda “Deneyimsel” kavramını geçmişe, “Tasarım” kavramını ise geleceğe odaklayarak epistemolojik bir yaklaşımla gerçeği arıyor. Öğreti, insanların geçmiş deneyimlerine bakarak geleceğe dair tasarımlar yapıyor. Örneğin başarılı olan insanlar neden başarılı, başarısız olan insanlar neden başarısızdır. Öğreti, başarı olgusunun ortak özelliklerine bakarak bir strateji geliştiriyor. Geçmiş ile gelecek arasında bir köprü kurarak çıkarımda bulunuyor.

Geleceğe endeksli yetkinlik vizyonu

Yetkinlikler vizyonu, yalnızca estetik farkındalıkla sınırlı kalmayıp insan odaklı problem çözme, etik karar alma ve hassas irdeleme becerilerini kapsıyor. Üniversiteler, endüstri ortaklıkları, kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları ve iş dünyası ile kurulan iş birlikleriyle, Deneyimsel Tasarım Öğretisi’nin şehir planlamasından sağlık teknolojilerine kadar geniş bir alanda yaşamın içine nüfuz etmesi bekleniyor. 

 

Öğretideki motivasyonun sırrı: insanın amacını amaç edinmesi

Üniversitelerde İletişimde ustalık zirveleri ile özellikle Y ve Z kuşağının ilgi odağı olan Deneyimsel Tasarım Öğretisi, insan tanıma sanatı kapsamında Kim Kimdir?, İlişkilerde Ustalık, Başarı Psikolojisi Sakınmada Ustalık gibi kişisel gelişim seminer programları ile dikkat çekiyor. 

Seminerler genellikle “Tüm içeriklerin birbiriyle tutarlı olduğu ve deneysel olarak doğrulanabileceği” vurgusuyla başlar. Katılımcılara, sunulan bilgileri sahada test etme çağrısı yapılır.

 

Öğretinin Tarihçesi

Öğretinin kökeni Türkiye’nin ilk Başarı Psikoloji Enstitüsü ve Deneyimsel Tasarım Öğretisi  kurcucusu Yahya Hamurcu tarafından 1998’de İstanbul Üniversitesi PDR öğrencilerine verdiği kişisel gelişim seminerlerine dayanır. 2000’li yılların başında Hamurcu, Neuro‑Linguistic Programming (NLP) tekniklerini bilimsel tutarlılık açısından gözden geçirmiş; tutarsız bulduklarını seminer müfredatından çıkarıp kendi verilerini eklemiştir. 

Türkiye’de New NLP’nin doğuşu

Davranış bilimi ve bireysel gelişim üzerinde araştırmalar yapan ve dünyanın birçok yerindeki akademik verileri bir araya getiren, ABD ve Avrupa’da yıllardır başarıyla uygulanan NLP biliminin Türkiye’deki öncülerinden olan  Yahya Hamurcu tarafından epistemolojik yaklaşımla inşa edilen içerik, 2007 yılında “New NLP” olarak adlandırılmıştır. Bu müfredat zamanla “Başarı Psikolojisi” başlığı altında toplanmış, 2010 Yılında ise Deneyimsel Tasarım Öğretisi’ne evrilmiştir. Başlangıçta yalnızca bireysel başarı örüntülerine odaklanan yaklaşım, zaman içinde diğer canlıların gözlemleri (hayvanlar, bitkiler), fizik, kimya, coğrafya, tıp, tarih gibi disiplinlerden veriler içerecek şekilde genişletilmiştir. Testlerden geçirilen bu veriler, takım çalışması, girişimcilik ve ilişki yönetimi gibi alanlara uyarlanmıştır.

Öğretinin Küresel Yayılım Süreci

”Hayatta hiç bir zaman keşfedilmeyecek tek şey vardır: Daha iyisi… Çünkü her zaman yaptıklarımızdan daha iyisi olacaktır…” Yahya Hamurcu’ya ait bu söylemi şiar edinen Deneyimsel Tasarım Öğretisi, Türkiye’deki üniversiteler, kamu kurumları, özel sektör işletmeleri ve sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra uluslararası ölçekte 30’dan fazla ülkede bireylerden yöneticilere kadar geniş bir hedef kitleye ulaşmıştır. Öğretinin etkileri, başta AB ülkeleri olmak üzere küresel çapta artan bir ivme ile sürmektedir.

Yahya Hamurcu ile kariyerin niteliği 

“Deneyim içermeyen kariyer, kariyer değildir” söylemi ile yola çıkan Yahya Hamurcu’ya göre, bir insan yaşadığı geçmişinden ders çıkarttığı müddetçe deneyim elde eder ve elde ettiği deneyimi kadar da becerileri, anlayışı ve sabrı olur.

“Yaşanmışlık deneyim değildir” ifadelerini örnekleyen Hamurcu için örneğin, bir girişimci işyeri açar büyür ama bazı hatalarından dolayı, büyük kalamaz ve iflas eder. Sonra sıfırdan yeniden başlar ve yeniden büyür ama yeniden aynı hataları yapar ve yine iflas eder. Burada o kişi önceki iflası yaşamasına rağmen bu iflastan bir bilgi, bir deneyim elde edememiştir. Onu ikinci iflasa götüren şeyde bu olmuştur. Onun yakın arkadaşı ise iflas eden arkadaşının sermayesine göre hızlı büyüdüğünü görmüş ve ben aynı hatayı yaşamayacağım diyerek daha planlı ve kontrollü büyüme ile şirketini yönetmiştir.

Hamurcu’nun çizdiği bu rotayı izlediğimizde bu örneğe bakarsak biri kendi yaşantısından deneyim çıkartamazken, bir başkası ise kendine ait olmayan bir hayattan bile bir bilgi, bir tecrübe, bir deneyim çıkartabilmektedir. Deneyim ve yaşanmışlık kavramını keskin hatları ile birbirinden ayıran Hamurcu’ya göre yaşantı ve CV’lerdeki kariyer deneyim demek değildir. Birinin, kariyerinde hangi firmada kaç yıl geçirdiği onun deneyimi değil bilakis yaşantısıdır. Elde ettiği başarıların ve başarısızlıklarının birçoğunda firmanın gözükmeyen kültürü, üst yöneticinin ve ara çalışanlarının, şirketin eğitim ve finansal durumlarının etkisi vardır. Hamurcu’ya göre; kişi eğer CV’deki yazanlara göre değerlendirilirse aslında hak etmediği bir başarıyla ya da bir başarısızlıkla anılabilir. Dolayısıyla o kişinin kariyer değerlendirmesi gerçekçi olmamış olur. Burada asıl önemli olan kişilerin geçmişindeki birikimlerinin ne olduğunu değerlendirebilmektir. Kişinin yaşadığı iş geçmişinden nasıl bir bilgi ve beceri taşıdığı önem arz eder. 

Bu perspektifte Hamurcu, kişinin hangi deneyimi taşıdığından yola çıkarak “Deneyimsel Kariyer Değerlendirme” sisteminin nasıl inşa edildiğin yol haritasına fener tutuyor.

Devamını Oku

Dışişleri Bakanı Fidan: İsrail, bölgesini güçsüzleştirip kaosta tutmaya çalışan bir politika izliyor

Dışişleri Bakanı Fidan: İsrail, bölgesini güçsüzleştirip kaosta tutmaya çalışan bir politika izliyor
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Ankara

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Süveyda’daki çatışmalara işaret ederek “Çevresinde istikrarlı bir ülke görmek istemeyen İsrail, Suriye’yi bölmeyi amaçlamaktadır.” dedi.

Fidan, El Salvador Dışişleri Bakanı Alexandra Hill ile Bakanlıktaki görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.

İsrail’in Suriye’de istikrarsızlık yaratmayı amaçladığını belirten Fidan, “Son bir haftadır gelişmeleri hep beraber yakından takip etmekteyiz. Ülkenin güneyinde yaşanan gelişmelerle başından beri yakından ilgilendik. Olaylar, İsrail’in Dürzileri koruma bahanesiyle gerçekleştirdiği müdahaleyle birlikte başka bir boyuta büründü. Son yedi aydır, bölge devletlerinin yanı sıra ABD ve Avrupa ülkeleri, Suriye halkına destek amacıyla yapıcı bir yaklaşım ortaya koymuştur.” diye konuştu.

Fidan, bütün uluslararası toplum ve bölgesel aktörlerin, Suriye’nin, teröre ev sahipliği yapmadığı ve düzensiz göçe kaynaklık eden bir ülke olmadığı bir yer olması için çaba içerisinde olduğunu söyleyerek “İsrail ise Suriye’de barış, istikrar ve güvenliği sağlamaya yönelik tüm bu girişimleri sabote etmek istemektedir. Açık ve net bir şekilde ifade edilmesi gereken bir gerçek var. Çevresinde istikrarlı bir ülke görmek istemeyen İsrail, Suriye’yi bölmeyi amaçlamaktadır.” ifadelerini kullandı.

Türkiye olarak bölgedeki bütün çatışmaların ve savaşların son bulması, istikrarın gelmesi için yıllardır canla başla mücadele edildiğine işaret eden Fidan, Türkiye’nin diplomatik çabalar ortaya koyduğunu hatırlattı.

Fidan, bölgedeki sıkıntılardan, güvenlik olarak terör açısından en fazla zarar gören ülkelerden birinin Türkiye olduğunu belirterek “Ama buna rağmen mücadelemizi sürdürürken daha büyük stratejik vizyon olarak istikrarı ve iyiliği ortaya koymaya çalışıyoruz. Irak’la, Suriye’yle, İran’la bütün ilişkilerimiz bu şekilde gelişiyor. Fakat İsrail, bunun zıddına kendi bölgesini gittikçe güçsüzleştirip kaosta tutmaya çalışan bir politika izliyor. Suriye’de son olan gelişmeler de bunun bir yansımasıdır.” dedi.

Suriye’deki grupları da uyaran Fidan, şunları kaydetti:

“Hiçbir grup parçalamaya yönelik hareket içine geçmesin. Diplomasi yoluyla konuşacağımız çok şey var. Her şey konuşulur. Konuşuluyor da bütün gruplarla, bütün unsurlarla. Ama bunun ötesine geçerek, şiddet kullanarak bölmeye ve istikrarsızlaştırmaya doğru giderseniz, biz bunu kendi milli güvenliğimize yönelik doğrudan tehdit olarak algılar ve müdahale ederiz. Bölünme dışında ne konuşuyorsanız konuşun. Ne talepleriniz varsa yapın. Biz bu konuda nasıl yardımcı olacaksak olalım ama bunun ötesine geçtiğiniz zaman biz kendimizi tehdit altında tutmayız.”

Devamını Oku

ABD, 2 yıl önce döndüğü UNESCO’dan yeniden ayrılacak

ABD, 2 yıl önce döndüğü UNESCO’dan yeniden ayrılacak
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Ankara

New York Post’a konuşan Beyaz Saray Sözcü Yardımcısı Anna Kelly, Washington yönetiminin, UNESCO’dan çekilme kararı aldığını açıkladı.

Kelly, “UNESCO, Amerikalıların kasımda oy verdiği sağduyulu politikalarla tamamen uyumsuz, ayrıştırıcı kültürel ve sosyal davaları destekliyor.” dedi.

ı

Associated Press’in (AP) haberine göre, çekilme kararı UNESCO marjında “İsrail karşıtı önyargılar” gerekçe gösterilerek alındı.

Çekilme kararı, Aralık 2026 sonunda yürürlüğe girecek.

Beyaz Saray’dan bir yetkilinin de ABD’nin çekilme kararını doğruladığı aktarıldı.

Trump çekti, Biden dahil oldu

Böylelikle ABD, Başkan Donald Trump döneminde iki, örgüt tarihinde üçüncü kez UNESCO’dan çekilmiş olacak.

ABD, Trump’ın ilk dönemine denk gelen 2017’de UNESCO’dan “İsrail karşıtı tutumu” ve “yapısal reform ihtiyacı” nedeniyle çekilmişti.

2021-25’e denk gelen Joe Biden yönetiminde ABD yönetimi 2023’te yeniden UNESCO’ya dönmüştü.

İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan Paris merkezli UNESCO, BM’nin küresel eğitim, bilim ve kültür faaliyetlerine odaklanıyor.

İlk çıkış 1984’te

ABD ilk kez, 1981-1989 yılları arasındaki Başkan Ronald Reagan döneminde, 1984’te UNESCO’dan çekilmişti.

O dönem alınan kararın gerekçesinde örgütün, “ele aldığı hemen hemen her konuyu gereksiz yere siyasallaştırdığı, özgür bir topluma, özellikle de özgür bir piyasaya ve özgür bir basına karşı düşmanlık sergilediği ve bütçesinde sınırsız bir genişlemeye gittiği” bildirilmişti.

ABD, George W. Bush başkanlığında, 2003 yılında UNESCO’ya yeniden katılmıştı.

Devamını Oku

Finansal kesim dışındaki firmaların net döviz açığı mayısta arttı

Finansal kesim dışındaki firmaların net döviz açığı mayısta arttı
0

BEĞENDİM

ABONE OL
İstanbul

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, mayısta önceki aya kıyasla finansal kesim dışındaki firmaların döviz varlıkları 1 milyar 300 milyon dolar, yükümlülükler 3 milyar 367 milyon dolar arttı.

Söz konusu firmaların net döviz pozisyonu açığı ise 2 milyar 67 milyon dolar artarak 176 milyar 233 milyon dolara çıktı.

Mayıs 2025 dönemi varlık dağılımı incelendiğinde, bir önceki aya göre ihracat alacakları, türev varlıklar, yurt dışına doğrudan sermaye yatırımları ve menkul kıymetler sırasıyla 937 milyon dolar, 716 milyon dolar, 669 milyon dolar ve 58 milyon dolar artarken, yurt içi bankalardaki mevduat 1 milyar 80 milyon dolar azaldı ve sonuç olarak varlıklar 1 milyar 300 milyon dolar arttı.

Yükümlülük dağılımında ise bir önceki aya göre yurt dışından sağlanan nakdi krediler, yurt içinden sağlanan nakdi krediler, ithalat borçları ve türev yükümlülükler sırasıyla 1 milyar 434 milyon dolar, 1 milyar 205 milyon dolar, 431 milyon dolar ve 296 milyon dolar artış kaydetti ve bunlara bağlı olarak yükümlülükler 3 milyar 367 milyon dolar yükseldi.

Yükümlülüklerin vade yapısına bakıldığında, Mayıs 2025 döneminde yurt içinden sağlanan kısa vadeli krediler Nisan 2025 dönemine göre 488 milyon dolar azalırken, uzun vadeli olanlar 1 milyar 693 milyon dolar arttı.

Yurt dışından sağlanan kredilerde ise kısa vadeli olanlar 4 milyar 159 milyon dolar artış kaydederken, uzun vadeli krediler 2 milyar 294 milyon dolar azalış kaydetti.

Mayıs 2025 döneminde kısa vadeli varlıklar 137 milyar 506 milyon dolar seviyesinde gerçekleşirken, kısa vadeli yükümlülükler 129 milyar 624 milyon dolar oldu.

Kısa vadeli net döviz pozisyonu fazlası ise mayıs ayında nisan ayına göre 3 milyar 308 milyon dolar azalarak 7 milyar 882 milyon dolara geriledi.

Kısa vadeli yükümlülüklerin toplam yükümlülükler içindeki payı yüzde 38 düzeyinde gerçekleşti.

Devamını Oku